“Çocuğu doğmadan şehit olanlar var”
“Özlük haklarımızı istiyoruz dedik diye eşlerimiz hapse girdi, bizler hapse girdik.”
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Lüleburgaz Şubesi Başkanı Emekli Astsubay Kıdemli Başçavuş Mahir Çoğu, elde edemedikleri özlük hakları konusunda gazetemize konuştu.
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Lüleburgaz Şubesi Başkanı Emekli Astsubay Kıdemli Başçavuş Mahir Çoğu, 1970 tarihinden itibaren süregelen özlük hakları ve tazminat hakları mücadelesi hakkında gazetemize konuştu.
Dar ve kısıtlı çevrelerden yetişip Astsubay olarak o çevrelerin kahramanları olduklarını belirten Çoğu, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde çeşitli sorunlarla karşılaştıklarını belirtti.
Görevlerini en iyi şekilde yapmalarına rağmen hak ettikleri özlük hakları ve tazminat haklarını elde edemediklerini belirten Çoğu, iş risklerine göre hak ettikleri hiçbir şeyi elde edememenin yanında kendi dertlerini meslektaşlarına anlatamadıklarının altını çizdi.
1970 yılında mühendis subaylara ve mühendislere iş riski kapsamında tazminatlar verildiğini, fakat TSK’da tüm teknik işleri layığı ile yapan astsubayların bu tazminatlardan faydalanmadığını söyleyen Çoğu, bu hakların mücadelesi sonucunda da eşlerinin ve kendilerinin hapse atıldığını ifade etti.
TSK’da yaşanan her tasfiye ve darbe sürecinde, harekat süreçlerinde en ağır bedelleri ödediklerini, her çatışmada en önde göğüs göğüse çarpıştıklarını belirten Emekli Astsubay Kıdemli Başçavuş Mahir Çoğu, bunların hiç birinin karşılığını alamadıklarını söyledi.
“DERNEK HAKLARIMIZI ARAMAK İÇİN KURULDU”
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği’nin astsubayların haklarını savunmak için kurulduğunu belirten Mahir Çoğu; “Astsubay camiası olarak, dar çevrelerden gelen kimseler olarak, bulunduğumuz çevrelerin kahramanlarıyız. O çevrelerde, imkansızlıklarda bir yatılı okul kazanmak ve meslek sahibi olmak çok önemli şeyler.
Memur çocuğu olsak, çok daha fazla imkanlarımız olsa başka yerlerde olabilirdik. Bugünün generalleri, profesörleri olabilirdik. İmkanlarımız ölçüsünde bu mesleği seçtik.
Biz meslek hayatımızda çeşitli sorunlarla yüz yüze kaldık. Mesela görevlerimizi en iyi şekilde yapmamıza rağmen hak ettiğimiz ücretleri, özlük haklarını alamadık. İş riskimize göre hak ettiğimiz tazminatlarımızı alamadık.
Bunlarla ilgili 1970’lerden bugüne kadar meslektaşlarımız hep bir statü ve özlük hakkı mücadelesi verdi. Bu uğurda Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği kuruldu. Hak mücadelemiz hala devam ediyor.” dedi.
“İŞ RİSKLERİMİZE GÖRE HAK ETTİKLERİMİZİ ALAMADIK”
İş yükünün çoğunu yüklenip haklarını alamadıklarını belirten Çoğu; “1970’te mühendis subaylara ve mühendislere iş riski kapsamında tazminatlar verildi fakat o dönemde aynı şekilde asıl çalışan TSK’daki astsubay teknisyenler bu tazminatlardan faydalanamadı. Bombayı uçağa yükleyen astsubay, tamir eden astsubay, kaldıran astsubay, tankı tamir edip yürüten astsubay.
Her türlü teknik faaliyetler tarafımızca icra ediliyordu. Hiçbir şey astsubayın eli değmeden hareket edemezdi. Yedek parçaların temininden kullanım yerine kadar her şeyi bilen teknik sınıf bizdik. Onun haricinde sadece teknik sınıf olarak değil muharip sınıflarda da direkt savaşlara en ön safta katıldık.
Kıbrıs Harekatı, terörle mücadele, Kuzey Irak Harekatları, Güneş Harekatı gibi çeşitli harekatlarda en ön safta yer aldık. İçişleri Bakanlığı’na bağlı Jandarmalarımız, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı Kuvvet Komutanlıkları’na bağlı tüm astsubaylar her zaman en ön saflarda oldu, canlarını ortaya koydu. Uzuvlarını kaybettiler, akıl sağlıklarını kaybettiler, canlarını kaybettiler.
Hayatta kalanlar sağlıklı yaşamlar süremedi. Meslek hayatı boyunca en az yer değiştiren astsubay 4 kez yer değiştirmiştir. Ben şahsen 10 farklı il ve ilçe değiştirdim. En fazla görev yaptığım yer 5 sene. Dönemin şartlarına göre zorlu süreçlerdi bunlar. Yol olan yere de tayin olabiliyorsun, olmayan yere de. Her tayin olduğumuzda eşyalarımız harap oluyordu ve sürekli yeniden almak zorunda kalıyorduk.
Ne ev, ne de araba sahibi olabildik. En önemlisi sosyal ortam sahibi olamadık. Halktan kopuktuk. Halk bizim derdimizi anlamaz ya da bilmez. Bizi üstlerimizin anlaması gerekiyordu.” ifadelerini kullandı.
“SİZ BU TAZMİNATI HAK EDECEK BİR ŞEY YAPMIYORSUNUZ”
Sözlerine devam eden Çoğu; “TSK’da Uzman Çavuş’lar çıkana kadar bir hiyerarşik düzen vardı. Er, Astsubay, Subay, Kurmay Subay, Generaller olarak bir hiyerarşik sistemdi. Bizim en büyük sıkıntımız kendimizi, kendi meslektaşlarımıza anlatamadık. Subaylar belki anlıyorlardı bizi ama karar vericilere, generallere anlatamadık.
Birlik beraberlik, huzur içinde görev yapma şansımız olsaydı, aramızda ekonomik uçurumlar olmasaydı birbirimizle uğraşmazdık. Benim geride eğitimini nasıl yapabileceğimi düşündüğüm çocuklarım vardı. Onların bayramlarda üst başlarını giydirmeyi düşünüyorduk hep. Subaylar bunlardan endişe duymazdı. 1970’ten günümüze kadar 6 tane tazminat aldılar kanunla. Bunları biz alamadık. Bir tane bile alamadık.
Arada küçük küçük tazminatlar verildi fakat bir subay emekli olduğunda altı tazminatın altısını da almaya devam ediyor. Biz alamıyoruz. Temsil tazminatı diye bir tazminat var; TSK’yı yurtdışında ve yurtiçinde temsil ettikleri için bir tazminat alıyorlar. Bu subaylar vefat ettikten sonra bu tazminatlar eşlerine ve çocuklarına da miras kalıyor.
Bizde ise meslek bitince tazminatlar kesiliyor ve bize “siz bu tazminatı hak edecek bir şey yapmıyorsunuz” deniyor. Ama baktığımız zaman seferberlik görevimiz, astsubay kimliğimiz devam ediyor.” açıklamalarında bulundu.
“İŞ RİSKLERİ ARASINDA FARK VAR”
Diğer meslek grupları ile bir tutulmamaları gerektiğini, iş risklerinin çok daha fazla olduğunu belirten Emekli Astsubay Kıdemli Başçavuş Mahir Çoğu; “Tazminatlar kesildiği anda maaşlarımızın yüzde 49’unu alıyoruz, subaylar yüzde 64’ünü alıyor. Bunun yanında hiçbir tazminatları da kesilmiyor. Bizim tek istediğimiz şey; madem ki böyle bir imkan var, bundan biz de faydalanmak istiyoruz.
Ben hemşire veya öğretmen ile bir değilim. Neden değilim? Hemşirenin, öğretmenin riskleri belli. Yaptığı işleri önemsiz görmüyorum. Beni meslek sahibi eden öğretmen, yaralanınca bakacak olan da hemşiredir. Ben başka bir şeyden bahsediyorum. İş riskleri arasında uçurum var. Öğretmenler de şehit edildi bu ülkede evet, hepsi birer kahraman. Fakat iş risklerinin bir olmadığı gerçeği de var.” ifadelerinde bulundu.
“ASTSUBAYLARIN ADI DA KAZANIMI DA YOK”
15 Temmuz’da yoldan geçene gazilik ünvanı verildiğini fakat mesleğinin başında gazi olan astsubaylara gazilik ünvanı verilmediğini belirten Çoğu; “Çocuğunun doğduğunu göremeyenler, veya çocuğunu hiç göremeyen, çocuğu doğmadan şehit olanlar var. Mesleğinin başında gazi olup, gazilik ünvanını alamayanlar var. Sebebi ise iki yıllık sigorta primini dolduramamak. Şu anda bu konudan mağdur olan çok insan var.
15 Temmuz’da yoldan geçene gazilik ünvanı verildi, televizyonlarda gördük. Bizlere düşen ise ortada. O gece TSK’nın dengesi alt üst edildi. Her şeyden zararlı çıktık. Astsubaylar olarak 12 Eylül’den, 15 Temmuz’dan, 1960 ihtilallerinden zararlı çıktık. Yaşanan hiçbir şeyde hakkımız verilmedi. 1974’ten sonra 1975 olayları oldu inanır mısın…
Kıbrıs’ı birlikte aldık. Subaylar kendi başlarına mı almışlar? Göğüs göğüse çarpıştık. Astsubaylar o hava indirme harekatı ile gitmişler, dağlarında ölmüşler Kıbrıs’ı almışlar, sonra 1975 olayları olmuş. Gitmişler savaşın hem teknik hem de muharip boyutunda görev almışlar. Savaş sonrasında ise özlük haklarına gelince bu haklar sadece subaylara verilmiş. Özlük haklarımızı istiyoruz dedik diye eşlerimiz hapse girdi, bizler hapse girdik. Hiçbir haktan da faydalanamadık.
15 Temmuz’un kahramanı bir astsubay. Koskoca Türk tarihine adını altın harflerle yazdırdı Ömer Halisdemir, darbenin kaderini değiştirdi. Özlük hakları ne durumdaydı peki? Sormak lazım bunları. Şu anda astsubayların adı da kazanımı da yok. Her şeyin çilesini çeken biz, zararını gören biz, karşılığını alamayan da biz.” diyerek sözlerini noktaladı.
Comments