Lüleburgaz CHP İlçe Başkanlığı’nda düzenlenen haftalık toplantıda konuşan Başkan Ali Can, “Bu ülkede iki tane bütçenin kısıtlanması gerekiyor. Bir saray bütçesi bir de Diyanet bütçesi. Biz bu bütçeleri kısıtlamadan, biz bunlara savaş açmadan bize doğru dürüst insanca yaşayacak bir bütçe vermeyecekler. Eğer onlara bırakırsak yarın çıkar asgari ücret 23 der, bir tanesi de çıkar 2 bin de benden al size 25 der. Alkışlayacak mıyız? Sadaka mı dağıtıyorlar? Onun için bir arada olmamız gerektiğini, bir arada olursak bunlarla daha kolay mücadele edeceğimizi belirtmek isterim” dedi.
Lüleburgaz CHP İlçe Başkanlığı’nın her hafta Pazartesi günleri düzenli olarak gerçekleştirdiği halka açık toplantında bu hafta yine ulusal ile yerel gündem değerlendirildi.
Lüleburgaz CHP İlçe Başkanı Ali Can, geçmişten günümüze süregelen gerici ayaklanma ile katliamlar ve yeni asgari ücret görüşmeleri konularına değindi.
Günümüzde geçinmenin zorluklarından ve gerici katliamları yapan faillerin serbest bırakılmalarına değinen Ali Can, bu günlerin yalnızca birlik ve beraberlik içerisinde geçebileceğinin altını çizdi.
“DİNCİ VE FAŞİST BİR İKTİDAR”
94 yıl aradan sonra Türkiye’de hala gerici eylemler yapıldığını belirten Lüleburgaz CHP İlçe Başkanı Ali Can; “Bugün 94 yıl önce devrim şehidimiz Asteğmen Kubilay’ı katledilişinin yıldönümünde saygıyla anıyoruz. Tarihimizde Menemen olayı olarak anılan gerici ayaklanmada, Asteğmen Kubilay ve olaylara müdahale etmek için gelen mahalle bekçileri Hasan ve Şevki bey katledildiler.
Türkiye Cumhuriyeti’ne, Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimlerini korumak adına canlarını feda etmekten çekinmeyen başta devrim şehidimiz Kubilay olmak üzere bekçi Hasan ve Şevki beyi saygı ve özlemle anıyoruz.
Bu gerici ayaklanmalar ve hareketler günümüzde de değişik şekilde devam etmektedir. Yıllar sonra yine aynı tarihlerde 19 ve 26 Aralık 1978’de Maraş Katliamı ülke tarihine geçen kara bir lekedir. Maraş katliamı, 46 yıl önce Kahramanmaraş’ta yaşayan ve yüzlerce insanın hayatını kaybetmesine, binlerce insanın evini terk etmesine neden olan acı bir olaydır. Sadece bir şehrin değil, tüm ülkenin hafızasında derin izler bırakan Maraş Katliamı’nda yaşamlarını kaybedenleri rahmetle anıyoruz.
Aramızda yaşı o zamanlara yetenler, kitapları okuyan bizler o günleri gördük. Ben o zamanlar lise son sınıftaydım ve o zamanlar evleri işaretleyip çoluk çocukları katlediyorlardı. Kubilay 94 yıl sonra oluyor fakat bu gerici ayaklanmalar bunca sene sonra bile devam ediyor.
IŞİD Atatürk Havalimanı’ndaki eyleminde 40 kişiyi öldürüyor, savcılarımız ve hakimlerimiz de onları serbest bırakıyor. Gel gelelim sosyal medyadan bir yazı yayınlayan Özlem Gürses adındaki gazetecimizi alıp ev hapsine mahkum ediyorlar. Bunları neden söylüyorum? Çok acayip bir iktidarla karşı karşıyayız. Başımızda dinci ve faşist bir iktidar olduğu için söylüyorum. Birbirimize laf söylemenin, kin beslemenin zamanı geçti, birlik olma zamanı geldi” dedi
“BU POLİTİKALARI BIRAKMAMIZ GEREKİYOR”
Sözlerine devam eden Ali Can; “Biz yaşanabilecek bir asgari ücret istedik, aşağı indik ve çalışma yaptık. Sosyal medyada çalışma yaptık ve bizim partililerimiz “başkan konuşuyorsun ama dinleyenin yok” diye yorum yaptı. Sen de oraya gelseydin dinleyenimiz olurdu.
Kadın Kolları ve Gençlik Kollarımız orada broşür dağıtırken ben ses sitemiyle onlara destek oldum. Mitingde değiliz ki, miting olsa bunları söyleyebilirsin. Bu miting değildi. Bu politikaları bırakmamız gerekiyor. Bırakmadığımız müddetçe karşımızdaki güç bizi önemsemeyecek, açık söylüyorum.
Orada üç, burada beş kişi hepimiz beraber bir güç olmalıyız. Bunu yapamadığımız müddetçe ben her Pazartesi bunları boşa anlatmış olurum zaten. Sonrasında aynı tarihlerde Ekrem İmamoğlu geldi, bazı arkadaşlarımız bu işleri Trakyalıların suları çalınıyor gibi lanse ettiler. Fakat bu çalışmalar bölgedeki 7-8 köyün altyapısına ve içme suyu şebekelerine katkı sağlayacak. Bunu dahi eleştirdiler” ifadelerini kullandı.
“SARAY VE DİYANET BÜTÇESİ KISITLANMALI”
Bu ülkede iki tane bütçenin kısıtlanması gerektiğini belirten Lüleburgaz CHP İlçe Başkanı Ali Can; “Bir diğer gündemimiz asgari ücretin daha belirlenmemesi. Bütçenin tamamının beşli çeteye değil, emekçiye, çiftçiye, işçiye aktarılmasını istiyoruz. Bütçenin görüşüldüğü bu günlerde asgari ücretin belirleneceği ve bu günlerde emekçiye, emekliye, işçiye, çiftçiye bütçe istiyoruz. İnsanca yaşayacağımız bir asgari ücret istiyoruz ve bunun için alanlardayız.
Geçenlerde Polonez işçilerine destek amaçlı oraya gidecektik fakat yürümelerine izin verdikleri için desteğimizi kendilerine başka şekilde ilettik. Orada ki bir işçinin sözü çok dikkatimi çekti; “Orman işi yapıyorduk, ormanları aldınız. Hayvancılık yapıyorduk her şeyi iki katına çıkardınız, hayvancılığı bitirdiniz. Şimdi işimizi elimizden aldınız.” Polonez işçisinin bu sözleri aslında tüm ülke için geçerlidir.
Oradaki işçilerimizi yürütmediler sonradan aracı kurumlarla gittiler. İnşallah oradan iyi bir sonuç alırlar. Ben Polonez işçilerine buradan selam söylüyorum. Her zaman örgütlü hareketten yanayız. Tüm ezilenler birleşmelidir. Asgari ücreti son zamanlarda çocuklarına harçlık olarak verenler, çocuklarına harçlık bile veremeyenlerin alacağı asgari ücreti belirliyor ve biz onların saraylarına ayrılan bütçeyi alkışlıyoruz.
Bu ülkede iki tane bütçenin kısıtlanması gerekiyor; bir saray bütçesi bir de Diyanet bütçesi. Biz bu bütçeleri kısıtlamadan, biz bunlara savaş açmadan bize doğru dürüst insanca yaşayacak bir bütçe vermeyecekler. Eğer onlara bırakırsak yarın çıkar asgari ücret 23 der, bir tanesi de çıkar 2 bin de benden al size 25 der. Alkışlayacak mıyız? Sadaka mı dağıtıyorlar? Onun için bir arada olmamız gerektiğini, bir arada olursak bunlarla daha kolay mücadele edeceğimizi belirtmek isterim” diyerek sözlerini noktaladı.
Commentaires