top of page
Yazarın fotoğrafıAhmet Güdücüoğlu

CUMHURİYET BAYRAMI

“Sarışın bir kurda benziyordu.

Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.

Yürüdü uçurumun başına kadar,

eğildi, durdu.

Bıraksalar

ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak

ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak

Kocatepe’den Afyon Ovası’na atlayacaktı.”

Nâzım Hikmet yukarıdaki harika dizeleriyle Atatürk’ü çok güzel anlatır. Çok zor elde edilen Büyük Zafer’den sonra halkın O’na karşı benzersiz sevgisi, sonsuz inancı, güveni ve desteği ile Cumhuriyet’i Türk Milleti’ne hediye etmiştir. Canından çok sevdiği milletine sadece gerçek ve sürdürülebilir demokrasiyi, çağdaş medeniyeti layık görmüş ve”Türk Milleti’nin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet ilkesidir.” diyerek Cumhuriyet’i armağan etmiştir. Atatürk, temelinin büyük Türk milletinin vicdanında, akıl ve şuurunda kurulmuş olduğunu söylediği Cumhuriyet’in tanımını şöyle yapar: ‘‘Yürütme kudreti, yasama yetkisi ulusun tek ve gerçek temsilcisi olan mecliste toplanmıştır. Bu iki kelimeyi bir kelimede anlatmak mümkündür: Cumhuriyet.’’

Atatürk: “Yurttaşlarım! Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir.’’ Der. Atatürk’ün Türk milletine en büyük armağanı, en büyük bayramımız Cumhuriyet Bayramı’mızın 101. yılını kutluyoruz.       Cumhuriyet özgürleşme, çağdaşlaşma ve kalkınma demektir. Birlikte büyüme ve gelişme demektir. Mutluluk ve huzur demektir. Bireylerin, padişahın kulu olmaktan kurtulup Cumhuriyetin eşit, özgür ve egemen yurttaşları olması demektir. Yalnızca bedenlerin değil, düşüncelerin ve bilincin de özgürleşmesi demektir. Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür olması demektir. Bunların sürdürülebilmesi ancak Cumhuriyet’in geliştirilmesiyle sağlanabilir. Bunu başaracak yegâne güç ise Türk Milletidir. Atatürk bu nedenle her yurttaşın kendini özgür ve egemen, Türk Milletinin eşit bir parçası hissetmesine büyük önem vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesi, Türk Milleti’nin asli bir unsuru olarak benimser. Turgut Özakman’ın dediği gibi: “Mustafa

Kemal’den önce Vatan padişahın mülküydü, milletin oldu; saltanat hanedanın hakkıydı, millete geçti; halk padişahın kuluydu,

vatandaş oldu; ümmetti millet oldu. Bu bir Doğu ülkesi için hayal bile edilemez, emsalsiz, olağanüstü, mucize gibi bir devrimdir.”

Cumhuriyet yalnızca bedenlerin değil, düşüncelerin ve bilincin de özgürleşmesi demektir. Bunların sürdürülebilmesi ancak Cumhuriyet’in korunmasıyla ve geliştirilmesiyle sağlanabilir. Atatürk’ün bize en büyük armağanı, Türk’ün en büyük gururu Türkiye Cumhuriyeti’miz, 29 Ekim 1923’te ilan edilir.

 Satı Kadın olarak da bilinen Satı Çırpan, Ankara’nın Kazan Köyü’nde

yaşar. Mustafa Kemal Atatürk,1934 yılında İstanbul’a gitmek için çıktığı

yolculukta, Ankara çıkışında Kazan’da mola verir. Köylü kadınlar, Paşa’ya bakraçta ayran ikram etmek için koşuşturur. Hiçbiri karşısına çıkmaya cesaret edemez. Satı Kadın, muhtarlık da yapmış olmanın özgüveniyle

Atatürk’e yaklaşır ve onunla tanışır. Ayran ikram eder, ayaküstü sohbet eder. Atatürk ona kaç yaşında olduğunu sorduğunda “15 yaşımdayım.” diye yanıt verir. Paşa şaşırır, “Bir yanlış anlaşılma olmasın Satı Kadın, daha büyük gösteriyorsun.” der. Satı Kadın’ın yanıtı, Türk kadınının Cumhuriyet’e ve Kurtuluş Savaşı’na bakışı açısından çok anlamlıdır: “Siz

Samsun’a çıkmadan önce biz yaşamıyorduk ki paşam!” Cumhuriyetle birlikte birçok gencimiz sanat, bilim alanlarında eğitim gördü, kendilerini yetiştirdi.

 İnsanlığa birçok hizmetler yapan bilim insanlarımız oldukça fazladır. Yıl 1969, Apollo 11 mürettebatı Ay’a ulaşmıştır. Milyonlar bu tarihi unutulmaz anı izlerken haber ajanslarına bir haber düşer. Apollo 11 bilgisayarları bozulmuştur ve Dünya’ya geri dönemeyecektir. Atatürk’ün eğitim için yurtdışına gönderdiği ilk Türk uçak mühendisi Nejdet Eraslan’dır. Kendisini yetiştirdiği gibi oğlu Arsev Eraslan’ı da yetiştirir. Bilim ve eğitim bilinci aşılar. Oğlu da mühendis olur ve o mühendisin yaptığı manuel yazılım sayesinde Apollo 11 Dünya’ya geri döner. Apollo 11 mürettebatı Ay’dan döndüklerinde ilk ziyaret ettikleri ülkelerden biri Türkiye olur ve 20 Ekim 1969 tarihinde Anıtkabir ’de Ata’nın huzuruna çıkarlar. Cumhuriyet, Türkiye’nin ve Türk milletinin çağdaş medeniyetler içinde layık oldukları yerlere ulaşmasının ön koşuludur. Türk İstiklalini ve Türk Cumhuriyeti’ni sonsuza dek korumak bilinciyle, çağdaş Türkiye dileklerimle en büyük bayramımızı kutluyorum...

“Temmuzda bir serçe kalkar Sakarya’dan

Ağustosta kartal döner.

Günler hasretle dışımızdan, içimizden

Bir kudretli kumandandadır bakışın Paşam

Geceler içinde pırıltılarla yanar.”

Turgut Uyar

13

10 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page