top of page
Yazarın fotoğrafıNecati KAYHAN

GENCO ERKAL

GELECEK GÜZEL GÜNLERE

Hava kurşun gibi ağır!

Bağır

Bağır

Bağırıyorum

Koşun

Kurşun eritmeye çağırıyorum…

O diyor ki bana; sen kendi sesinle kül olursun ey!

Kerem gibi yana yana…

“Dert çok

Hemdert yok”

Yüreklerin

Kulakların sağır

Hava kurşun gibi ağır

Ben diyorum ki ona;

“Kül olayım

Kerem gibi yana yana

Ben yanmazsam

Sen yanmazsan

Biz yanmazsak

Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa

Hava toprak gibi gebe

Hava kurşun gibi ağır

Bağır

Bağır

Bağır

Bağırıyorum…

Koşun

Kurşun

 

Eritmeğe

Çağırıyorum…

Taksim Meydanı’nda on bin, on beş bin doldurmuşlar. Gözlerimiz onda, yüreğimiz onda. Tüm dikkatimizde… Sesi hepimizin içine, taa en derinlere uzanıyor. O sesi duyup, o sese katılmamak olanaksız. Binlerce insan, hep beraber söylüyoruz Nazım’ın dizelerini. İnanıyoruz. Hava kurşun gibi ağır olsa da kurşunu eriteceğiz. İnanıyoruz yanmak zorunda kalsak da, dünyadaki karanlığı da, biz, evet biz, aydınlığa dönüştüreceğiz.

Ne büyük bir heyecan, ne müthiş bir güç oluşturuyoruz. Heyecanımızın da gücümüzünde kaynağı o. ‘O’ ‘uçuyor’ bizi de uçuruyor. Onunla mutluyuz, heyecanımızla, gücümüzle, inancımızda, ideallerimizle mutluyuz.

O, Genco Erkal’dı.

Gelecek, güzel günlerin habercisiydi. Kuşku duymadığımızda ise 70’li yıllardaydık.

O bir tiyatrocuydu.

Tiyatro onun yaşam biçimiydi.

Tiyatro onun can damarı, canı, kanı, tüm benliği, kimliği kişiliğiydi….

5 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page