top of page
Yazarın fotoğrafıMesut Sarıoğlu

HAYIRLI BAŞARILAR

CHP üyeleri  geçen hafta İl Genel Meclis üyelerini seçmek için sandığa gitmişti. Sırada Belediye Meclisi ön seçimleri var. Onun için de sandığa gidilecek.

İddialara göre, bir kere daha ‘ parti içi demokrasi şöleni ‘ yaşanacak.

İlk bakışta kulağa hoş geliyor. Hem ‘demokrasi ‘, hemi de ‘şölen’ !

Siyasi figürler bu tür söylemleri çok severler. Ben siyasilerin bu ‘figürasyon’ hallerine bayılırım.

Siyasi figürler kendi tanıtımlarını yaparken genelde söze şöyle başlarlar : ‘ Ben bu partide işe afiş asmakla başladım, gençlik kollarında çalıştım, seçim çalışmalarına katıldım, yönetim kurulu üyeliği yaptım;  vesaire ve saire ‘

İyi de afiş asmanın 1.5 milyarlık bütçede söz sahibi olmakla bağı nedir kardeşler. Ya da seçim çalışmalarında çok çalışıp, üç beş parti ağasının listesinden yönetim kurulu üyesi olmak bizim hakkımızda karar verme gücünü size nasıl bahşeder.

Gelelim zurnanın zartladığı yere.

Yasalarımız gereği belediye başkanları sadece meclisin aldığı kararların uygulayıcılarıdır. Belediye binasının ihtiyaçları ve yönetimi ile personelin yönetiminden ve temsilden sorumludurlar. Bütçe ile ilgileri maaşlar, tahsilatların yapılması ve ufak tefek kırtasiye alımları ile sınırlıdır.

Yatırımlara Belediye Meclis üyeleri karar verir, başkanlar da bu kararları uygular. Siyasi mefta ‘fötürlü’ kendisine karşı açılan davada katılan vekili olan  bu kulunuzun önünde ve mahkeme huzurunda aynen şu savunmayı yapmıştı ;

‘Benim bu kararlarla hiç ilgim yok. Meclis karar alır, ben uygularım. Yargılayacaksanız beni değil meclis üyelerini yargılayın.’

Yöneticiliği döneminde söylediği tek doğru şey buydu adamımızın. Ama onu da kendini kurtarmak için söyledi. Gerisi külliyen yalan ve zarardı elemanın.

Belediye Meclis üyeliği bir etiketten ibaret değildir sevgili kardeşlerim. Ve de parti ağalarının tekeline bırakılamayacak kadar önemlidir. Bu makamın partilisi partisizi olmaz. Önümüzdeki  5 yılda yeniden değerlemelerle yaklaşık 15 milyar (eski para ile 15 trilyon )liramızın akıbetini karar verecek bir işin ta kendisidir. Onun için ‘ön seçim şöleni ‘ tıpkı ‘uygulamadaki demokrasi ‘ kavramı gibi bir parmak baldan ibarettir.

Şehircilik, hukuk, imar, toplum sağlığı, sürdürülebilir çevre birikimi, sanat, emek, ekonomi , güvenlik, cinsiyet eşitliği ile çocuklar ve gençler konusunda birikim gerektirir. Bizim kasabada bu alanlarda çalışma yapan pırıl pırıl gençler var ama siyaset ağalarının ırağında tutuluyorlar. Liste istenirse sunabilirim.

Parti ağaları yetişmiş beyinleri tehlike olarak varsaydıklarından, birikimli insanları yanlarına yaklaştırmazlar. O yüzden %65 oranına kadar çıkan CHP oyları toplumun neredeyse tamamını kapsarken, kasaba sınırlarındaki partili üye sayısı 4000 civarındadır. ( Nüfusun % 3’ü ) Bunların yarısının önseçime katıldığı düşünüldüğünde ortaya çıkacak sonucun parti ağalarına yarayacağı da aşikardır. Ki son İl Genel seçiminde  katılım % 50 ile sınırlı kalmıştır.

Demokrasicilik oyunu ‘şirinlik’ gösterisinden ibarettir. Sonuç üç aşağı beş yukarı bellidir.

Siyaseti bir ‘hırs’ ve de ‘’ihtiras ‘ olarak benimseyen siyasi figürlerden bu kasabaya zerre yarar gelmez. Demokrasi kavramını kendi derinliğinden koparıp, ağa maraba ilişkisine döndüren bu zihniyetin bu ülkeye ve kasabamıza tek satır yararı olmamıştır. Ve ne yazık ki yakın gelecekte olmayacaktır.

Yani demem o ki yaşanacak son demokrasi  ‘ aldatmacası ‘ ,  yakın geleceğe dair duyduğumuz son umudumuzu da yerle yeksan edecektir NOKTA !

105 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page