“Pandemi muhtarlığa teşvik etti”
“Muhtarın kadın olması bir dezavantaj değil aksine bence avantaj”
Lüleburgaz Sevgi Mahallesi Muhtarı Nilüfer Karabacak, göreve seçildiği günden bu yana yardımsever kimliği ile ön plana çıkıyor. Kadın olmanın avantajlarını da kullanan Karabacak, mahallesine iyilik aşılıyor.
Karabacak, “Muhtarın kadın olması bir dezavantaj değil aksine bence avantaj. Kültürümüzde, toplumumuzda evin kaynağını erkek sağlar, kadın ise bu kaynağı kullanarak evi çekip çevirir. Bu toplumun her alanına böyle yansır. Mahallede de işlerin aynı şekilde ilerlediğini söylemek yalan olmaz. Bu nedenle kadınlarla daha rahat ve kolay iletişim kurmam kritik bir önem arz ediyor. Çaldığım her kapı daha kolay açılıyor, her eve daha kolay girip çıkabiliyorum. Erkek olsaydım akşam saatlerinde evin erkeğinin gelmesini beklemek zorundaydım. Ben kadın olmamın, iletişim kurmayı sevmemin avantajlarını sonuna kadar yaşadım ve bu konuda da memnunum” ifadelerinde bulundu.
Lüleburgaz Sevgi Mahallesi Muhtarı Nilüfer Karabacak, yardımsever kimliğini ön plana çıkararak icra ettiği görevinde daha çok insana ulaşarak hem elinden gelen yardımı yapıyor, hem de mahalle için çabalıyor.
2019 seçimlerinden sonra muhtarlığın hayallerini kurmaya başlayan 48 yaşındaki Karabacak, pandemi sürecinde muhtarlık görevine aday olmaya daha çok teşvik olduğunu belirtti. 5 yıl aradan sonra “neden olmasın?” diyerek muhtarlığa adaylığını koyan Karabacak, 3 adaylı seçimde farkla kazanarak mahallesine hizmet etmeye başladı.
“DAHA ÇOK İNSANA ULAŞABİLECEĞİMİ DÜŞÜNDÜM”
Muhtarlığın çok özveri gerektiren bir görev olduğunu belirten Sevgi Mahallesi Muhtarı Nilüfer Karabacak; “Ben genelde yardımsever, hayvansever bir insan olarak tanınırım. Bu nedenle bu görevi yapma kararı aldım 2019 seçimlerinden sonra. Ardından pandemi dönemi girdi ve o dönem gerçekten çok zorlu geçen bir dönem oldu.
Pandemi döneminde yaşanan zorlukları gördükten sonra muhtar olma fikri iyiden iyiye içimde yer etti ve aday olma kararı aldım. Bu süreçte bazı mahalleli büyüklerimi, arkadaşlarımı ve ailemi ziyaret ederek kendilerinden fikirler aldım. Pandemi döneminde gördüğüm, yaşadığım ve yakın çevremden gelen “muhtar olursan destekleriz” söylemleri beni iyice teşvik etti” dedi.
“İLK KADIN MUHTARIN SEÇİLDİĞİ GÜNDE ADAYLIĞIMI AÇIKLADIM”
Adaylığını açıkladığı günün kendisi için çok anlamlı bir gün olduğunu belirten Karabacak; “Türkiye’nin ilk kadın muhtarı Gül Esin, 26 Ekim 1933 yılında göreve başlamıştı. Bende kendisinin göreve başladığı tarih olan 26 Ekim tarihinde adaylığımı açıklayarak güne ekstra bir anlam katmak istemiştim.
Göreve adaylığımı koymadan önce defalarca araştırmalar yaptım ve bulabildiğim tüm kaynakları okumaya çalıştım. Muhtarlık görevi hakkında fikir sahibi olmaya çalışıyordum. Özellikle Gül Esin’i çokça okumak istedim.
Bir kadın olarak muhtarlık görevimi daha verimli bir şekilde icra edebileceğimi düşündüm o dönemlerde okuduklarımdan sonra. Muhtar erkek olduğu zaman bir kapıyı çalar diyelim; evin kadını kapıyı çekinerek açar, muhtar da çekinerek çalar zaten. Ne iş yapılacaksa akşam evin erkeği gelince halledilir. Bu bizim kültürümüzde böyle.
Muhtar kadın olduğu zaman daha farklı oluyor. Evde kadının tek olduğu kapıyı çekinerek çalmıyorum ve karşımdaki kadın bana derdini, isteklerini daha rahat anlatabiliyor. Kendim de iletişim kurmayı seven, insanlarla sürekli etkileşimde bulunmayı seven birisiyim.
Bunu seçim sürecinde çalışmalarıma da yansıttım. Adaylık sürecim boyunca her kapıyı 4 kez çaldım. İlk çaldığımda tepkiler daha kayıtsız veya sıradan oldu. İkinci seferde insanlar daha iyi karşıladılar. İkinci ve üçüncü gezişimde ise artık neredeyse arkadaş gibi, senelerdir tanışıyormuşuz gibi karşıladılar beni.
Ayrıca seçim sürecinde komşularıma marteniçka ve fesleğen tohumu da dağıttım. Komşularım fesleğenleri ekmişler ve bana hala fotoğraf atıyorlar. Bunlar beni mutlu eden şeyler.
Sonuç olarak üç adaylı bir seçim döneminden kazanarak çıktım ve 31 Mart’ta resmen muhtar olarak göreve başladım” ifadelerini kullandı.
BİRÇOK KAMPANYA GERÇEKLEŞTİRDİ
Muhtar Karabacak; “Öncelikle şunu belirtmek isterim ki çevreye ve hayvana çok duyarlı bir insanım. Mahallemiz çok temizdir, insanların genelde şikayet ettiği çöp sorunlarını mahallemizde yaşamıyoruz ki her gün göreve başladıktan sonra mahallenin her yerini gezer çöpleri kontrol ederim, mahallenin köşe bucak yerlerinde atıklar var mı diye kontrol ederim fakat hiçbir zaman bir sorun olmuyor.
Bizim mahallemiz çoğunlukla sitelerden oluştuğu için daha düzenli bir yapıya sahip. Çöp sorunlarının yaşandığı söylendiği mahalleler merkezi ve esnafın bol olduğu mahallelerden oluşuyor genellikle. Bu yüzden oralarda bu tip sorunlar yaşanıyor olabilir fakat “hiç sorun olmuyor mu bu mahallede” derseniz de elbette ki oluyor. Bunu Lüleburgaz Belediyesi ekiplerine belirttiğim zamanda da vakit kaybetmeden gelip sorunla ilgileniyorlar.
Göreve başladığımdan beri önce Lüleburgaz Belediyesi’nin mobil atık kampanyasını yaygınlaştırmak için çalışmalarını gerçekleştirdim. Mahalleli bu konuda çok duyarlı davrandı ve atıklarını muhtarlığa getirerek kampanyaya katkıda bulundu.
Bildiğiniz üzere bu kampanyada bir fiyat karşılığında atıklar bizlerden satın alınıyor. Mahallelinin muhtarlıkta topladığı bu atıklardan elde edilen gelirleri de ihtiyaç sahipleri için harcıyorum. Bu gelirin bu şekilde ihtiyaç sahiplerine dönmesi mahalleliyi ayrıca memnun ediyor. Mahallede yaşayan herkesin yapılan iyiliklerde bir rol aldığını söyleyebiliriz bu yüzden.
İkinci olarak bir kitap kampanyası da başlattım. Bu kampanyada mahalleliler evde okunan kitaplar, çözülmeyen test kitapları muhtarlığa getiriliyor ve ihtiyacı olanlar bunları alıyor. Bir nevi değiş tokuş oluyor diyebiliriz.
Bu tip kampanyaları göreve geldiğim günden beri başlattım ve devamı da gelecek. Şu anda düşündüğüm birkaç kampanya daha var. Hepsini zamanla hayata geçireceğim. Mahalleliden bu konularda da aynı destek ve duyarlılığı bekliyorum
Hayvanlar konusunda da onlara da yetişmeye çalışıyorum. Muhtarlığımda sürekli hayvanlar için mama ve su bulunduruyorum. Bazı insanların hayvanlar hakkında şikayetleri var ve bunu da gözlemliyorum. Mahallemdeki her canlının sorununa, ihtiyaçlarına yetişmeye çalışıyorum” açıklamalarında bulundu.
GÜNLÜK TEMİZLİK DAHA VERİMLİ
Mahallelerde günlük temizliğin daha verimli olduğunu belirten Karabacak; “Geçtiğimiz dönemlerde Lüleburgaz Belediyesi bir etkinlik gerçekleştirdi ve hafta hafta mahalleleri temizliyorlardı. Ben pek tasvip etmedim bu etkinliği açıkçası. Temizliğin gün gün yapılması taraftarı olan birisiyim ve bu konuda çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Bir hafta boyunca hiçbir şeye dokunmayıp sonra birden temizlemek pek verimli bir yol gibi gözükmedi bana. Bir temizlik görevlisi bir günde tüm mahalleyi temizleyebiliyor zaten” dedi.
GÜZEL İLETİŞİM ANAHTAR
Şimdiye kadar görevini icra ederken güzel iletişimi ön planda tuttuğunu belirten Sevgi Mahallesi Muhtarı Nilüfer Karabacak; “Güzel iletişim bu görevde olmazsa olmazlardan bir tanesi. Her zaman güler yüzlü, samimi olmalısınız fakat bu içten olmalı. İnsanlar benim bu yanımı gördüler ve bana da bu yüzden samimi davranıyorlar. Muhtarlık önünden geçerken “muhtarım kolay gelsin” dedikleri anda ben bu işi layığı ile yaptığımı anlıyorum.
Muhtarın kadın olması bir dezavantaj değil aksine bence avantaj. Kültürümüzde, toplumumuzda evin kaynağını erkek sağlar, kadın ise bu kaynağı kullanarak evi çekip çevirir. Bu toplumun her alanına böyle yansır.
Mahallede de işlerin aynı şekilde ilerlediğini söylemek yalan olmaz. Bu nedenle kadınlarla daha rahat ve kolay iletişim kurmam kritik bir önem arz ediyor. Çaldığım her kapı daha kolay açılıyor, her eve daha kolay girip çıkabiliyorum. Erkek olsaydım akşam saatlerinde evin erkeğinin gelmesini beklemek zorundaydım. Ben kadın olmamın, iletişim kurmayı sevmemin avantajlarını sonuna kadar yaşadım ve bu konuda da memnunum” ifadelerinde bulundu.
Comentários