“No risk no story”
- Hamza Dalgıç
- 2 gün önce
- 5 dakikada okunur
“Risk yoksa hikaye de yok”
“Hedefinde zirve var”
Lüleburgaz’da vücut geliştirme sporu yapan 29 yaşındaki profesyonel vücut geliştirme sporcusu Gürsel Öztürk, 13 yıldır spor yapmasının meyvelerini toplamaya başladı. Spora verdiği bir senelik arada 102 kiloya kadar çıkan Öztürk, bu dönemde ayakkabı giyerken bile zorlanması, estetik olmayan dış görünüşü gibi sebeplerden dolayı özgüven düşüşü yaşadı. Öztürk, yeniden toparlanıp spora dönerken, hızla formunu geri yakaladı ve altı ay gibi kısa bir sürede yoğun antrenman programıyla 2025 Türkiye Vücut Geliştirme Şampiyonası’nda beşinci oldu. Hedefinde birincilik olan sporcu, “Bir sporu profesyonel olarak yapmak her zaman risklidir. Güreşte, kick boks gibi bir sporda da vücudunda, kemiklerinde kalıcı hasarlar olması söz konusu, vücut geliştirmede de risk bu. Her sporun bir ortak noktası daha var; “no risk, no story”… Risk yoksa hikaye de yok.” İfadelerini kullandı.




Lüleburgaz’da yaşayan ve vücut geliştirme sporu ile uğraşan Gürsel Öztürk, ilk olarak 13 yıl önce tanıştığı vücut geliştirme sporunda kendisine yeni bir hedef belirlemiş durumda.
Çok uzun süreler vücut geliştirme sporu ile uğraşmanın yanında yaklaşık bir senelik Muay Thai tecrübesi olduğunu da belirten Öztürk, vücut geliştirmenin kendisine daha uygun olduğunu fark edip bu yolda ilerlemeye karar verdi.
Uzun süreli spor hayatının ardından spora verdiği bir senelik arada 103 kiloya kadar çıktığını belirten Öztürk, bu dönemde çeşitli zorluklar yaşadığına dikkat çekti. Ayakkabı bağlamakta dahi zorlandığını ve dış görünüşünün estetikten uzak olmasından dolayı özgüven düşüşü yaşadıktan sonra spora dönme kararı alan Gürsel Öztürk, altı aylık sert bir diyetle formunu hızla yakaladı ve 35 kilo verdi.
Kilo verme dönemini atlatan Gürsel Öztürk, Yalova’da düzenlenen 2025 Ahmet Enünlü Türkiye Vücut Geliştirme Şampiyonası’na katılma kararı altı ve altı aylık bir dönemde yoğun bir antrenman ile birlikte diyet sürecine başladı.
Kısa sürede formunu yakalayıp Türkiye genelinde beşinci olduğunu belirten Gürsel Öztürk’ün sıradaki hedefi önümüzdeki sene düzenlenecek olan Türkiye Vücut Geliştirme Şampiyonası’nda birinci olmak.
Bu kapsamda gazetemiz ile iletişime geçen Gürsel Öztürk, gazetemize bu yolda yaşadıklarını anlattı ve sorularımızı cevapladı.
“BU SPOR SALONDAN İBARET DEĞİL”
Sporla ilk olarak 13 yaşında tanıştığını belirten 29 yaşındaki profesyonel vücut geliştirme sporcusu Gürsel Öztürk; “İlk olarak Lüleburgaz’da 2013 yılında spor yapmaya başladım. 13 yıldır spor yapıyorum. 12 ay kadar bir süreyle Muay Thai sporunu da icra ettim fakat bana uygun olan spor dalının vücut geliştirme olduğunu fark ettim.
Daha çok seviyorum vücut geliştirme sporunu. Vücut geliştirme bir yaşam tarzı aslında. Bir hayatımızı buna göre yaşıyoruz. Yemek yeme, uyuma gibi şeyleri bu spora göre ayarlaman gerekiyor. Bizim hayatımız 7 gün 24 saat bu spor oluyor. Zor olduğu için de sevdim bu sporu. Birçok kişinin görüşü ve benim görüşüm en zor sporun vücut geliştirme olduğu yönünde.
Antrenmanla biten, sonuca ulaşılan bir spor değil bu. Burada yaptığın 45 dakikalık antrenmanın ardından eve gidince spor bitmiyor. Düzenli beslenmen lazım, uyuman ve şeker kullanmaman lazım. Hayatın diyet olması gerekiyor. Bu yüzden çok zor bir spor ve herkesin yapabileceği bir spor değil” dedi.
BU AĞIR DİYETLERİ YAPMAYA DEĞİYOR MU SENCE?
Öztürk; “Kazandığın sürece her zaman değiyor. Bu sporda benim bir hedefim hiçbir zaman olmadı. Ben kendimle yarışıyordum her zaman, yarış düşüncem de olmamıştı daha öncesinde. Fakat bundan altı ay öncesine kadar bir yarışmaya katılmayı düşündüm.
Bir ara sporu biraz bırakmıştım. O zamanlar bayağı kilo aldım, 103 kiloya kadar çıkmıştım. Ondan sonra bir diyet yaptım ve 35 kilo civarı kilo verdim. Diyet yapabiliyordum zaten, dayanabiliyordum açlığa. Bunların üstüne neden olmasın ki diyerek yarışmaya katılmaya karar verdim.
Sonrasında altı aylık bir hazırlık sürecine girdim ve altı ayda Türkiye beşincisi olma başarısı gösterdim. Sonrasında düşündüm ki altı aylık bir süreçte beşinci olabiliyorsam, daha çok çalışsam, bir sene hazırlansam birinci bile olabilirdim. Bu yüzden önümüzdeki sene tekrar yarışmaya katılacağım ve bu sefer iddialı olacağım” ifadelerini kullandı.
“KİLOLUYKEN YAŞAM ÇOK ZOR”
Gürsel Öztürk; “Kilo vermeden önce çok yağlanmıştım, şişmanlamıştım diyebiliriz. O kilolardayken yaşam gerçekten çok zor, yaşam standartlarını etkiliyor, sosyal yaşantını etkiliyor, her şeyi etkiliyor. Ayakkabılarını bile bağlamakta zorlanıyorsun. Göbekten dolayı yataktan zor kalkıyorsun, uyurken nefes problemi bile yaşanıyor.
Maddi açıdan da çok yediğin için çok harcanıyor. Yemek yemek çok güzel bir şey, yerken mükemmel bir his. Yedikten sonra pişmanlık oluşuyordu hep. O kilolarda özgüven olarak da sorun yaşadım, daha düşüktü özgüvenim. Normalde her zaman özgüvenli bir alsam da özgüvenini de etkiliyor çünkü o şekilde olunca kendini beğenmiyorsun. Eski halimi de bildiğim için kilolu halim gözüme çok kötü gözüküyordu ve değişmem lazım diyerek çalışmalara başladım” açıklamalarında bulundu.
“SPORUN EKONOMİK OLARAK MALİYETİ NEDİR?”
Bir sene içerisinde 400-500 bin TL harcadığını belirten Öztürk; “Bu sporu profesyonel olarak yapmak çok maliyetli. Eğer normal bir birey olarak başladığın zaman salon aidatı verirsin, beslenmene çok az dikkat edersin. Bu şekilde yaptığın zaman Çok maliyeti yok, herkes yapabilir.
Fakat profesyonel olarak yapmak çok maliyetli birşey. Benim diyet dönemim altı ay civarı sürdüm. Sonrasında altı aylık yarışmaya hazırlık sürecimi de içine katarsak ben bir sene içerisinde 400-500 bin TL para harcadım.
Kullandığımız gıda takviyeleri gibi şeyler çok maliyetli. Gıda takviyesi olarak birçok şey kullanıyoruz ve bunları kullanmak zorundayız. Bazı aminoasitleri zaten dışardan alamıyoruz, besinlerden alamıyoruz. Dört veya beş kilo ette bir gram olan bazı aminoasitler var. Beş kilo et yemen lazım bunun için fakat onu da yiyemezsin tabi bir günde. O yüzden dışarıdan almak zorunda kalıyoruz gıda takviyesi olarak. Proteini, kreatin, glutemin, aminoasitler, lekarnitin, arjinin gibi bir sürü supplement var ve bunları kullanıyoruz” açıklamalarına yer verdi.
VÜCUT DIŞARIDAN BU KADAR GIDA TAKVİYESİNE İHTİYAÇ DUYUYORSA BU SPORU PROFESYONEL SEVİYEDE YAPMAK VÜCUT SAĞLIĞINA ZARARLI DİYEBİLİR MİYİZ?
Her sporun içerisinde büyük riskler barındırdığını belirten Gürsel Öztürk; “Aslında baktığınız zaman evet. Şöyle bir şey; sadece bu branşın değil tüm branşlar için bunu söyleyebiliriz. Bir sporu profesyonel olarak yapmak her zaman risklidir. Güreşte, kick boks gibi bir sporda da vücudunda, kemiklerinde kalıcı hasarlar olması söz konusu vücut geliştirmede de risk bu.
Her sporun bir ortak noktası daha var; “no risk, no story”… Risk yoksa hikaye de yok. Risk yoksa hikaye yok” ifadelerine yer verdi.
HEDEFİ ZİRVE
Kendisine güvendiğini ve hedefinin birincilik olduğunu belirten Gürsel Öztürk; “Ben kendim de bir antrenörüm fakat antrenörlerin de antrenörü olur. Ben antrenörümle yarışmaya hazırlanırken kısa ve şiddetli bir antrenman programı oluşturduk. İki nefesin ardından tekrar sete devam ediyoruz. Antrenman 30 dakikada bitiyor ve çok yorucu oluyor.
Yarışmada hakemlerin puanlamasına göre sıralama yapılıyor. Puanlamada yağ oranının çok az olması önemli bir etken. Kas kondisyonu, kasın sert görünümü ve pozlar, poz geçişleri çok önemli. Büyük, kuru, sert bir kas ve duruş ile iyi pozdan puan alınıyor. Her pozun farklı puanları oluyor. Sonrasında sporcular arasında puanlama yapılıyor ve ona göre sporcular dereceye giriyor.
Ben bu yarışmada yalnızca altı aylık bir hazırlık sürecinin ardından beşinci oldum. Oraya çıkabileceğimi, Lüleburgaz’ın köylerinden bir sporcunun da bunu yapabileceğini göstermek istedim ve gösterdim. Ciddi bir amacım yoktu.
Altı aylık bir hazırlık sürecinde beşincilik kazanmam, daha çok çalışsaydım neler olabileceğini düşündürttü bana. Bu yüzden o yaptığım kısa ve şiddetli antrenmanı bir sene daha sürdüreceğim. Bu bir senenin sonunda Türkiye birinciliği hedefim var. Kendime güveniyorum” diyerek sözlerini noktaladı.
Comments