top of page
Yazarın fotoğrafıAhmet Güdücüoğlu

Tarihte Yaşanmamış Olaylar

Geçen gün büyük bir keyifle Boa Sahne’nin Ülkü Tamer ustanın Tarihte Yaşanmamış Olaylar kitabından derledikleri çalgılı, şarkılı, şenlikli, gülmeli, güldürmeceli, eğlenmeli, eğlendirmeceli  harika bir oyununu izledim.Oyunun uyarlandığı Tarihte Yaşanmamış Olaylar kitabı 10 kısa hikâyeden oluşuyor. Ülkü Tamer tarih adı altında yazılan saçma sapan pek çok kitabı gördükten sonra, öyle saçmalanılmaz, böyle saçmalanır diyerek, olmayan tarihi olaylar üzerine kendi hikâyelerini uydurmuş. Kitabın önsözünde "Bu kitapta okuyacaklarınızın tümü uydurmadır. Düzmecedir. Palavradır. Adlar da, tarihler de, olaylar da gerçek değildir. Düş ürünüdür. Sondaki kaynakça bile." diye yazarak da durumu okuyucusuna peşin peşin açıklamış. Boa Sahne bu öykülerden beş tanesinin yolunu (Gölün Tıkacı, Dördüncü Piramit, Sen de mi Brütüs? Cezasını Önceden Çekmişti, Soylu Oyuncu), gezici bir tiyatro kampanyasının yoluyla kesiştirmiş. Kumpanya oyuncuları, bu akla zarar öyküleri, kılıktan kılığa girerek, şarkılar eşliğinde anlatıyorlar. Mısır'da, dördüncü piramit kim tarafından yaptırıldı, neden günümüze kalmadı ve insanlık neden bu 4. piramidin varlığından hiç haberdar olmadı? Antik Mısır'da kediler neden kutsaldır ve neden her yerde heykelleri vardır? Cesar'ı Brütüs mü öldürmüştür? Peki, bundan emin miyiz? Kesin bilgi mi yani? Kraliçe Elizabeth'in gerçek ölüm sebebi nedir? Oagna Mbuti'nin yüzmeyi öğrenmesi insanlık tarihini nasıl etkilemiştir? Albrecht alacağına karşılık devletle nasıl ödeşecek acaba? İşte tüm bu soruların "Ülkü Tamerce" cevapları hem kitapta, hem de oyunda. Ülkü Tamer'in hikâyelerini Faruk Üstün sahneye uyarlamış. Oyunun yönetmenliğini de Emrah Eren yapmış. Hikâyeler kumpanya oyuncularının elinde çok eğlenceli bir temaşaya dönüşmüş. Birlikte oynamaktan, yaptıkları işten keyif aldıkları her halinden belli olan oyuncular, sahnede ürettikleri harika enerjiyi seyirciye geçirmeyi başarıyorlar. Sahnede dekor olarak, branda ve iplerle kurulmuş bir çadır tiyatrosu var. Oyuncuların kostümleri de pastel renkleriyle araziye uyum sağlıyor. Çadırın içinden alel acele bulup buluşturulan yaratıcı ve eğlenceli aksesuarlarla gözümüzün önünde kostüm değiştiriyorlar, şarkılar söylüyorlar, yetmiyor bir de enstrüman çalıyorlar. Onları bu başarıya iten elbette metnin gücü ve yönetmenin başarısıdır. Renkleri ile sıcacık, çok fonksiyonlu dekor kullanımı, aksesuarlardaki "basit güzeldir" yaklaşımı, müzikler, kısacası her bir unsuru sevdiğimi söylemeliyim. Haydi, izleyin ve mesela en çok hangi hikâye sizi yakaladı bana söyleyin, olur mu? Benim favorim "Old English" aksanı ile Atakan Avcı’nın attığı tiradını asla unutmayacağım Lord Wynter'ın hikâyesi. Kumpanya oyuncuları Ammar Özçelik, Atakan Avcı, Delal Yıldırım, Eylül Güntekin, Murat Küçük, Utku Palta ve Yağmur Altay, çok yetenekli, pırıl pırıl gençler. Onlar oynamalara doyamıyorlar, biz de seyretmelere doyamadık. Yolları açık olsun. Oyunun özgün müzikleri Utku Göçoğlu tarafından yapılmış. Ülkü Tamer'e saygı duruşu niteliğindeki oyunun, dile hemen dolanan şarkısındaki, Ülkü Tamer'in Selam Olsun şiirinden:“Kâğıdımız çaput bizim.Kefenimiz bulut bizim.Mesleğimiz umut bizim.Kıranlara selam olsun”kıtasına yapılan besteye, sonlara doğru kendimi eşlik ederken buldum.Oyun sonunda selamları da çok eğlenceliydi. Önce tek tek birbirlerini selamlayıp, tebrik ettiler. Sonra dönüp seyirciyi selamladılar.

 


22 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page